Hakkında Yazılanlar | Eleştiri ve Yergiler

DEMOKRASİ ADINA[i] | Nusret Ertürk

Oluşum dergisinin Haziran (26) sayısında ilginç bir yazı yayımlandı.[ii] Sayın Ragıp Gelencik bu yazısından TDK'na asıl üye seçimi tüzüğünü eleştirmekte. Gelencik'in "demokratik" bulmadığı yer şurası: "Eskiden yirmi beş yaşını bitirmiş, medeni haklarını kullanma yetkisi bulunan, Kurum'un amacını benimsemiş ve bunu yayınları ve çalışmaları ile kanıtlamış bir Türkçeseven yönetim kurulu toplantısında bulunanların gizli oylarından üçte ikisini alınca, asıl üye olabiliyordu. Oysa bugün olamaz. Çünkü 1973 III. Olağanüstü Kurultayı üyelik koşullarına şunu eklemiştir: 'Atatürk'e ve Atatürk ilkelerine bağlı bulunduğu... yayınlarından, sürekli çalışmalarından anlaşılmak.' (s. 5) Aynı Kurultay şunu da benimsemiştir: 'Atatürk'e, Atatürk ilkelerine aykırı davranışlarda bulunan... üyenin üyelikten çıkarma cezası verilir.' (s. 13)[iii]"
Üyelik için Atatürkçülük özelliğini aramak anlamsız gelmiş Gelencik'e. Anlamsızlıktan da öte, "demokratiklikten" de uzak.
III. Olağanüstü Kongresinin, yukarda anılan kararların, gerçek Atatürkçülerce olumlu, yerinde karşılandığını biliyorum. Atatürk'ün, her yönden desteğiyle kurulmuş olan bir kurumda, O'nun izinden çıkanlara yer verilemez. Hem Atatürkçü olmayacaksın, hem de gidip O'nun ocağında oturacaksın!.. Nerede görülmüş böylesi. Öyle düşünenlerin yeri Kubbealtı'dır. Gitsinler, uslanıp gelsinler.
Bu biraz da öküzü tereğe çıkarmağa benzer. Belki ondan da öte. Atatürkçü olmak işlerine gelmiyor da, devrimlerini onlara, onların kirli ellerine bırakmalı, öyle mi?
Gelencik diyor [ki][iv]; "TDK, belirli bir düşünce çizgisindeki kimselerin tekeline bırakılmış olmaktadır. TDK niteliğindeki bir kurumda böyle bir tekel yaratmak, her şeyden önce demokratik değildir."
Demokratik (!) anlayışa bakınız. Titiz ellerle korunabilen Atatürk'ün bu yapıtına ve dil devrimine, tüm gericilerin, Atatürk düşmanlarının hınçlarını her gün örnekleriyle görmekteyiz. Onları getirip TDK'na üye mi yapmalı? Güçleri yetseydi, ellerinden gelseydi, Türk Dil Devrimi bu aşamaya gelebilir miydi?
Yine yazısının bir yerinde, Atatürkçü olamayanların, Kurum'a asıl üye yapılmamalarını "bilimsel, ulusal, devrimci" bir davranış saymamaktadır Gelencik. TDK'nın bu güne dek olan çalışmalarını yadsıyanları TDK'na atamak bilimsellik midir? Osmanlıcayı, Arapçayı bebelere öğretmeğe kalkanları TDK'na atamak ulusallık mıdır? Atatürk düşmanlarını TDK'na atamak devrimcilik midir? Arkadaş, önce Atatürkçü ol, sonra o Kurumun kapısını çal.
Unutmayalım, çoğu devrimlerimiz, kurumlarımız demokrasi için, demokrasi adına bozuldu, batırıldı.

Nusret ERTÜRK
Kemalpaşa Ortaokulu
Türkçe Öğretmeni
HOPA


i Nusret Ertürk, "Demokrasi Adına", Cumuriyet (gazete), 10 Temmuz 1976.

Sayın Nusret Ertürk'ün yazısını, Öner Ünalan'ın görüşlerinin 1970'li yıllarda kimi "Atatürkçü" çevrelerce nasıl değerlendirildiğini ya da yorumlandığını örneklemek amacıyla aktardık... Öner Ünalan, Sayın Ertürk'ü Cumhuriyet gazetesine gönderdiği kısa bir yazıyla yanıtlamıştır. Bkz.: Ragıp Gelencik, "Atatürkçülük Adına", Cumhuriyet (gazete), 29 Temmuz 1976. (Yazıyı okumak için buraya tıklayınız.)

1976'da  Cemal Süreya da Türk Dil Kurumu'na, Öner Ünalan'ınkilere benzer gerekçelerle, ince ve yapıcı eleştiriler yöneltmiştir:

"Türk Dil Kurumu'nun böyle değerli düşünürleri kendi çatısı altına almamış olması, kendi çalışmalarında onların katkılarından da yararlanmamış bulunması biraz şaşırtıcı geliyor kişiye. ...
"Türk Dil Kurumu, Ragıp Gelencik gibi yazarları kazanmalıdır diyorum. Bu yalnız üyeliğe çağrıyla değil, başka yollarla da olabilir. Kurum kendi olanaklarından yararlandırarak dil üstünde düşünen, ve bugün sayıları hiç de az olmayan değerli araştırmacılarla çalışmalar yapabilir. Bir ara Asım Bezirci de dil üstüne ilginç çalışmalar yapıyordu. Kurum hiç ilgilenmedi. Hatta sanırım, Asım Bezirci'nin üyelik dilekçesini de geri çevirdi. Kuşkusuz, Asım Bezirci'nin dil çalışmalarını bırakması bu olayla ilgili değildir. Ama Kurum'a üye olarak alınsaydı belki de büyütecekti o çalışmalarını.
"Türk Dil Kurumunda çok değerli dil uzmanları var. Bunlara yenilerinin katılması ancak yarar sağlayabilir. Geçende Birinci Dil Kurultay'nın tutanaklarına göz gezdirdim. Bir de son kurultayınkine. Niye saklayayım, içim sızladı. Birinci Kurultay'daki coşku yerine, siyasal parti kongrelerindekileri anımsatan dil dışı tartışmalar sonuncusunda."

Bkz.: Cemal Süreya, "Bir Dil Adamı", Günübirlik, Politika (gazete), 2 Nisan 1976. (Yazıyı okumak için buraya tıklayınız.)

ii Bkz.: Ragıp Gelencik, "TDK Kurultayından Beklenen", Oluşum (dergi), sayı 26, Haziran 1976, s. 1. (Yazıyı okumak için buraya tıklayınız.)

iii "s.18" olmalı.

iv Bizim eklememiz.