|
BATI KAYNAKLI SÖZCÜKLERE KARŞILIK BULMADA YÖNTEM ÜZERİNE[i]
GİRİŞ
Türk Dil Kurumu'nun Batı Kaynaklı Sözcüklere Karşılıklar Bulma Yarkurulu, daha
önce Türk Dili Dergisinde parça parça yayımladığı
çalışmalarının aşağı yukarı tümünü bir kitapçıkta topladı: Batı
Kaynaklı Sözcüklere Karşılık Bulma Denemesi I, TDK Yayınları: 355,
Ankara, 1972. Yarkurul üyelerinin (Prof. Dr. Samim Sinanoğlu, Tahsin Saraç, Emin
Özdemir) yazdığı sanılan önsöz şöyle başlıyor: "Dilimiz Arapça ve
Farsçadan girmiş sözcüklerin çoğuna, bugün Türkçe karşılıklar
bulunmuştur." Bu yargının gerçeğe aykırı olduğu pek söylenemez. Ama bunun
hemen ardından şöyle deniyor: "Başka bir söyleyişle, dilimizi Arapça ve
Farsça sözcüklerden arıtma savaşı, tam bir başarıyle sonuçlanmıştır."
Gene önsözde, şöyle deniyor: "... şu son yıllarda üzerinde önemle durulması
gereken yeni bir sorun çıkmıştır ortaya: Batı dillerinden dilimize giren sözcükler
sorunu."
Deneme'de izlenen yöntem kısaca şöyle açıklanıyor: "Bu deneme
çalışmasında, Türkçe karşılıkları önerilen sözcükler, türlü yapıtların,
günlük gazetelerin taranmasıyle saptanmıştır. Saptanan sözcüklerin önce kökleri
ve Türkçede yüklendikleri anlamlar üzerinde durulmuş, sonra da karşılıkları buna
göre yaratılmıştır. Bunların yaratımında, türetme, birleştirme ve örnekseme
gibi bilimsel yollara başvurulmuştur."
Bu incelemede, yukarda belirtilen yaratmanın eksik ve aksak yanları
üzerinde durulacaktır. Erek, Batılı sözcüklere karşılıklar bulmada daha yetkin
bir yöntem geliştirilmesine karınca kararınca katkıda bulunmaktır. Bundan ötürü,
Batılı bazı sözcüklere karşılıklar önerilmesi, işin gereği
sayılmalıdır. İnceleme olumlu sonuçlara varabilirse, ilk disiplinli çalışmayı
yapmış yarkurul üyelerinin bu başarıdaki payı büyük olacaktır.
İnceleme, adı geçen kitapçığa girmemiş ama Türk Dili'nde
yayımlanmış bazı önerileri de kapsamaktadır. Batı kaynaklı sözcüklerin bazen
İngilizcedeki yazılışları ile verilmesi, yalnızca kolaylık uğrunadır.
ÖNERİLEN KARŞILIKLARIN İRDELENMESİ
Yarkurulun, önerdiği karşılıkların hepsini gereği gibi irdelediğini söylemek
kolay değildir. İrdeleme eksikliği yüzünden, karşılıkların bazıları ölü
doğmuştur denebilir. Önerilerin çok iyi irdelenmesi özellikle önemlidir. Onun için
işin bu yanı üzerinde uzun boylu durmak gerekmektedir. İrdeleme eksikliğinin bazı
örnekleri şöyle sıralanabilir:
Endüstri için işleyim, endüstriyel
için işleyimsel karşılığı önerildikten sonra, bu iki sözcük
birer tümcede kullanılmış ve bununla yetinilmiştir. Örnekler: "Türkiye'nin
bugün artık bir tarım ülkesi değil bir işleyim ülkesi olması gerekir. Ülkemizde
işleyimsel etkinlikler gittikçe artmaktadır." Burada endüstri ve
endüstriyel sözcükleri ile birlikte, Osmanlıca sanayi
ve sınaî sözcüklerine de karşılık önerildiği bellidir. Oysa o
iki sözcük hiç anılmamıştır. Önerilen karşılıklar ve verilen örnekler, ilk
bakışta pek yadırganmamaktadır. Endüstri ve sanayi
sözcüklerinin türevleri ve kullanılışları şöyle sıralanabilir: endüstri-sanayi,
endüstriyel-sınaî, endüstrileşmek-sanayileşmek
(sınaîleşmek), imalât endüstrisi-imalât
sanayii, süt endüstrisi-süt sanayii, uçak
endüstrisi-uçak sanayii. Süt endüstrisi ve süt
sanayii yerine süt işleyimi denebilirse de, uçak
endüstrisi ve uçak sanayii yerine uçak işleyimi
denemez. Endüstrileşmek ve sınaîleşmek yerine ise işleyimleşmek
denemeyeceğine göre, işleyimcileşmek mi, işleyimselleşmek
mi, yoksa başka bir şey mi deneceği belli değildir. İmalât endüstrisi
(sanayii) için nasıl bir karşılık önerilebileceği de belli
değildir. Bu basit irdeleme, önerilen karşılıkların "ölü doğmuş"
olduğunu göstermeye yetmez mi?
Prodüktivite sözcüğü için verimlilik
karşılığı önerildikten sonra, "Ulusal Verimlilik Kurumu" örneği
veriliyor (Türk Dili, sayı 248). Prodüktivite sözcüğüne
karşılık önerilmeden önce, o sözcüğün kökendeşlerine Türkçede eskiden
bulunmuş ve kullanılan karşılıklar gözönünde tutulmalı idi. Böyle yapılsa idi,
şöyle bir dizi sözcükle karşılaşılacaktı:
|
To produce |
|
: |
|
Üretmek. |
|
Producer |
|
: |
|
Üretici. |
|
Product |
|
: |
|
Ürün. |
|
Production |
|
: |
|
Üretim. |
Prouctive sözcüğü dilimize, uzun süre üretici
diye çevrilmiştir. Demek ki üretici sözcüğü, ad olarak producer,
sıfat olsrak da productive sözcüklerinin karşılığı olmuştur.
Daha sonra productive yerine üretken denmeye
başlanmıştır. Productive için en uygun görülen karşılık da
budur. Bütün bu sözcükler birer ekonomi terimidir ve çoğunun karşıtları vardır.
Şöyle:
|
To produce |
|
: |
|
Üretmek. |
|
Producer |
|
: |
|
Üretici. |
|
Production |
|
: |
|
Üretim. |
|
To consume |
|
: |
|
Tüketmek. |
|
Consumer |
|
: |
|
Tüketici. |
|
Consumption |
|
: |
|
Tüketim. |
Bugün productivity sözcüğüne karşılık
aranması, ülkemizde başlıca sorunun üretim ve üretkenlik olmasındandır. Ama
ilerde, gelişmiş Türkiye'de, belki tüketim sorunu ile de karşılaşılacaktır. O
zaman, consumptive, consumptivity gibi sözcüklere de
karşılık bulmak gerekecektir. Productive ve productivity
sözcüklerine verimli ve verimlilik karşılıkları
önerilirse, onların karşıtlarına hangi karşılıklar önerilecektir? Bu
karşılıklar herhalde verimsiz ve verimsizlik olamaz,
çünkü bunlar, verimli ile verimlilik'in karşıtı
değildir, olumsuzudur. Kaldı ki, verimli ile üretken,
verimlilik ile üretkenlik anlamdaş da değildir. Bu,
şöyle bir örnekle açıklanabilir: İnsan üretkendir. Oysa bir
hayvan, bir tarla verimli olabilir ve onların verimlilikleri
arttırılabilir. Hayvanların verimliliği ya da verimini
arttırmak için yetiştiricilerin üretkenliğini arttırmak gerekir. Bi
çalışma, verimli olabilir, ama üretken olmayabilir.
Bu sözcüklerin birer ekonomi terimi oldukları gözönünde tutularak onlara ve onlara
aşağıda eklenen başkalarına şu karşılıklar önerilebilir:
|
Productive |
|
: |
|
Üretken. |
|
Consumptive |
|
: |
|
Tüketken. |
|
Productivity |
|
: |
|
Üretkenlik. |
|
Consumptivity |
|
: |
|
Tüketkenlik. |
|
Producible |
|
: |
|
Üretilebilir, üretilir. |
|
Consumable |
|
: |
|
Tüketilebilir, tüketilir. |
|
Producibility |
|
: |
|
Üretilebilirlik, üretilirlik. |
|
Consumability |
|
: |
|
Tüketilebilirlik, tüketilirlik. |
Konsumatris içinse, tüketici kadın,
tüketen kadın, yiyici kadın, ya da yalnızca tüketen
karşılıkları önerilebilir. Konsumatrislik etmek (yapmak)
yerine tüketkenlik etmek (yapmak) denebilir. Ve bütün
bu gerekçelerden ötürü, "Ulusal Verimlilik Kurumu" yerine,
"Ulusal Üretkenlik Kurumu" demek daha uygundur. (Gariptir ki,
Millî Prodüktivite Merkezi'nin çıkardığı bir derginin adı Verimlilik'tir.)
Öyle görünüyor ki, productivite için önerilen verimlilik
sözcüğü, kendine yüklenmek istenen anlamı taşıyamayacaktır.
Rekor için erişim, rekortmen için erişmen
karşılıkları önerildikten sonra şu örnekler veriliyor (ve iş bitiyor):
"Uluslararası yarışmalarda yeni erişimler kırıldı. Ünlü koşucu eski
erişimini koruyabildi. Bu yıl buğday üretimi erişim düzeyindedir." (Türk
Dili, sayı 250). Rekor yerine erişim ya da erişi,
erişin, erişki dense bile, rekor kırmak
yerine herhalde erişim, erişi, erişin,
erişki kırmak denemez. Deyimin ingilizcesi, to beat ya
da to break the record'dur. Deyimde, to beat ya da to
break, değerden düşürmek, aşmak, geçmek, bozmak anlamındadır. Deyimin
çevirisi şöyle bir şey olmalıydı: Rekoru (The record, belirli bir rekoru) aşmak,
bozmak, değerden düşürmek. To break kırmak diye çevrilse bile,
çevirinin doğrusu şöyle olmak gerekir: Rekoru kırmak. Görülüyor
ki bu deyim Türkçeye yanlış bir çeviriyle girmiştir. Bundan ötürü, rekor
sözcüğünün dilimizdeki bütün kullanılışları gözönünde tutularak örnekler
verilmelidir. Bilgi, görgü, vergi, vargı sözcükleri örneksenerek türetilmiş erişki
sözcüğü yeğ tutularak örnekler şöyle sıralanabilir: Ahmet, 100 metrede yeni bir
Türkiye rekoru kırdı. Bu tümcenin karşılıkları şunlar olabilir: ". Ahmet,
100 metrede Türkiye erişkisini aştı. 2. Ahmet, 100 metrede yeni bir Türkiye
erişkisine ulaştı. Olimpiyatlarda yeni rekorlar kırılıyor: 1. Olimpiyatlarda yeni
erişkilere ulaşılıyor. 2. Olimpiyatlarda erişkiler aşılıyor. Son yarışlarda
kırılmadık rekor kalmadı: Son yarışlarda aşılmadık erişki kalmadı ya da
değerden düşürülmedik erişki kalmadı. Olimpiyat, yüksek atlama, gülle atma, vb.
rekoru: Olimpiyat, yüksek atlama, gülle atma, vb. erişkisi. Ahmet, Mehmet'in rekorunu
egale etti: 1. Ahmet, Mehmet'in erişkisini yeniledi. 2. Ahmet, Mehmet'in erişkisine
ulaştı. Rekortmen: Erişkici. Türkiye cirit atma
rekortmeni: Türkiye cirit atma erişkicisi, vb. "Bu yıl buğday üretimi erişim
düzeyindedir" yerine "Bu yıl buğday üretimi erişkisel düzeydedir"
demek daha uygun görünmektedir. Deyim dilimize yanlış bir çeviriyle girmiş
olmasaydı, böyle bir irdeleme belki gerekmezdi.
|
Stil |
|
: |
|
Yoldam. |
|
Stilize etmek |
|
: |
|
Yoldamlamak. |
|
Stilizasyon |
|
: |
|
Yoldamlama. |
|
Stilist |
|
: |
|
Yoldamcı. |
Örnekler: "Bu yazar, yoldamıyle büyük ilgi çekiyor. Koca
Sinan'ın bütün yapıtlarında anıtsal bir yoldam vardır." (Türk Dili,
sayı 250). Stilize sözcüğüne karşılık önerilmesi unutulmuştur.
Yukardaki önerilere bakarak bu sözcüğün karşılığının ne olmak gerektiğini
kestirmek de kolay görünmemektedir.
|
Şifre |
|
: |
|
Gizyazı. |
|
Şifreli |
|
: |
|
Gizyazılı. |
|
Şifrelemek |
|
: |
|
Gizyazıya çevirmek. |
|
Deşifre etmek |
|
: |
|
Çözmek, sökmek. |
|
Deşifre olmak |
|
: |
|
Kimliği anlaşılmak, kimliği açığa
çıkmak, belli olmak. |
Örnekler: "Bu gece büyükelçiye bir gizyazı geldi. Aldığı
gizyazıya gör tutumunu saptayacak."
Önerilen karşılıklara göre, şifreli kilit yerine gizyazılı
kilit, kasanın şifresi yerine kasanın gizyazısı
demek gerekmektedir. Böyle demeyi yadırgamayanlar olabilir mi? İrdeleme eksikliği
burada da, önerilen karşılıkların yetersiz kalmasına yol açmaktadır. Şifre'nin
karşılığı giz kökünden türetilicekse, işlem, gözlem, eylem
sözcükleri örneksenerek gizlem, od (ateş)-odun türetimesi
örneksenerek gizin denebilir. Karşılıklar da şöyle olur:
|
Şifre |
|
: |
|
Gizin, gizlem. |
|
Şifreli |
|
: |
|
Gizinli, gizlemli. |
|
Şifresiz |
|
: |
|
Gizinsiz, gizlemsiz. |
|
Deşifre etmek |
|
: |
|
Gizinsizlemek, gizinsizleştirmek,
gizlemsizlemek,
gizlemsizleştirmek, gizinini çözmek, gizlemini
çözmek, vb. |
|
Deşifre olmak |
|
: |
|
Gizini kalmamak, gizlemi kalmamak,
gizinsizleşmek,
gizlemsizleşmek, vb. |
|
Şifreli kilit |
|
: |
|
Gizinli kilit, gizlemli kilit. |
|
Kasanın şifresi |
|
: |
|
Kasanın gizini, kasanın gizlemi. |
|
Şifrelemek |
|
: |
|
Gizinlemek, gizlemlemek. |
|
Şifreci |
|
: |
|
Gizinci, gizlemci. |
|
Şifrecilik |
|
: |
|
Gizincilik, gizlemcilik. |
Başka bir örnek:
|
Koordinasyon |
|
: |
|
Ortakgüdüm. |
|
Koordine etmek |
|
: |
|
Ortakgüdümlemek, ortakgüdüm sağlamak. |
|
Koordinatör |
|
: |
|
Ortakgüdümcü. (Türk Dili,
sayı 248) |
Koordine sözcüğü için karşılık
önerilmemiştir. Öneren karşılıklara göre, sözcüğün karşılığının ne olmak
gerektiği de belli değildir. Koordinat sözcüğü hiç
anılmamuştır.
Koordine yerine düzendeş denirse (sözcüğün
kökündeki anlam buna elverişlidir) durum şöyle olacaktır:
|
Koordine |
|
: |
|
Düzendeş. |
|
Koordine etmek |
|
: |
|
Düzendeşlemek, düzen birliği sağlamak. |
|
Koordinasyon |
|
: |
|
Düzendeşleme, düzendeşlenme, düzenbirliği,
düzendeşlik. |
|
Koordinatör |
|
: |
|
Düzendeşleyici, düzenbirlikçi. |
Koordinat sözcüğü için, herhalde Prof.
Kızılırmak, konsayı karşılığını önermiştir. Bu karşılık,
sözcüğün Osmanlıcası olan kemmiyet-i vaz'iye'nin çevirisidir.
Yalnız, konum sayı yerine nedense konsayı demek
üstün tutulmuştur. Konum sayı daha uygun bir karşılık gibi
görünmektedir. Ama koordinat yerine düzendeşlik sayısı,
koordinat eksenleri yerine düzendeşlik eksenleri ya da
düzendeşleme eksenleri, koordinat sistemi yerine düzenbirliği
sistemi denebilir. Bu terimlerin fiziksel ve matematiksel anlamları biraz
derinlemesine düşünülürse, bu karşılıkların hiç değilse çok yanlış olduğu
ileri sürülemez. Görülüyor ki Yarkurulun karşılık önermeyi nedense unuttuğu bir
sözcükten çıkarak öbür sözcüklere daha uygun görünen karşılıklar türetme
olanağına kavuşulmaktadır. Bu karşılıkların daha uygun görünmesi, 1. bileşik
sözcük olmamalarından, 2. daha kısa olmalarından, 3. ilk sözcüğe önerilen
karşılıktan öbür kökendeş sözcüklerin hepsine karşılıklar türetilebilmesinden
ötürüdür. Bunlardan daha iyi olan karşılıklar da türetilebilir. Ve ortak ereğimiz
budur.
|
Kamp |
|
: |
|
Dinlenek, yaka, toplanak. |
Örnekler: "Bu yaz Marmaris'te bir dinleneğe gideceğiz. Son
büyük savaştan sonra dünya iki yakaya ayrılmıştır. Siyasal tutuklular
toplanağı." Kamp yapmak, kamp yaşamı, kamp
kurmak, kampçı sözcüklerine karşılık önerilmemiştir. Toplama
kampı için önerilen siyasal tutuklular toplanağı, belki
türetildiği kök (toplanmak eylemi) hem dönüşlü ve hem de edilgin olduğu için
yadırganmaktadır. Bu karşılık, sanki siyasal tutukluların kendi istekleriyle
toplandıkları bir yer varmış da, oranın adına karşılık önerilmiş gibi bir
izlenim yaratmaktadır. Kamp sözcüğünün Türkçe Sözlük'teki
açıklaması da eksik ve aksak gibidir. Kamp kurmak yerine konaklamak,
kamp yerine konak demek de pek uygun görünmemektedir.
Kısaca, kamp sözcüğüne karşılık bulma işi eksik kalmıştır.
Öyle görünüyor ki, bu sözcüğün anlamlarıdan biri yaka
sözcüğü ile karşılanabilmektedir.
|
Bürokrasi |
|
: |
|
Yaz-çiz, yaz-çizcilik. |
|
Bürokrat |
|
: |
|
Yaz-çizci. |
Örnekler: "Bu yaz-çizci anlayıştan kurtulmadıkça, sorunları
çözümlemek (çözmek denseydi daha uygun olmaz mıydı?) olanağı
yoktur. Yaz-çizciler genellikle yaratıcı olamazlar."
Bürokrasinin öbür anlamları için, devletin bürolarla yönetilmesi yolu,
devlet memurlarının tümü anlamları için karşılık
önerilmediğinden, yapılan iş eksik kalmıştır. Bürokrat'ın
yalnızca yaz-çizci anlamına değil, devlet memuru
anlamına da geldiği unutulmuştur. Ayrıca, burada kırtasiyeci ve kırtasiyecilik
sözcüklerine de karşılık önerildiği anılmaya değer.
Örnek: "Adınıza bir ödene yazayım, parayı bankadan
alırsınız."
Örnekte "parayı bankadan çekersiniz" denmemiş olması ilginçtir! Seyahat
çeki (traveler's cheque), posta çeki için
karşılık önerilmemiştir. Seyehat çeki yerine gezi ödenesi,
yolcu ödenesi, yolculuk ödenesi ve posta çeki
yerine posta ödenesi denebilir mi? Denemezse ne denmelidir? Bu sorular,
Yarkurulun kendi kendine sorup cevaplandırması gereken sorular olmalıydı.
|
Depo |
|
: |
|
Koruncak. |
|
Depo etmek |
|
: |
|
Yığmak, biriktirmek. |
Yığmak ve biriktirmek, depo etmenin anlamlarından birine karşılık
olabilir. Depolamak için karşılık önerilmemiştir. Depolamak,
yığmak ya da biriktirmek değildir, depoya
koymak'tır. Önerilen karşılığa göre, koruncaklamak! Bu öneri üzerinde ilerde gene
durulacaktır.
|
Estetik |
|
: |
|
Güzelduyu (ad). |
|
Estetik |
|
: |
|
Güzelduyusal (sıfat). |
|
Estetisyen, estetikçi |
|
: |
|
Güzelduyucu. |
|
Estetizm |
|
: |
|
Güzelduyuculuk. |
Örnekler: "Bu profesör, üniversitede yirmi yıldan beri
güzelduyu dersleri okutmaktadır. Bu şiirin güzelduyusal yapısı oldukça cılız
kalıyor."
Duyu sözcüğü hasse anlamına geldiğine göre, güzelduyu
güzel hasse demektir. Önerinin yanlış olduğu açıktır. "Aisthêtikos
duyularla alınabilen, algılanabilen" anlamına geldiğine göre, estetik
için duyun karşılığı önerilebilir.
|
Estetik |
|
: |
|
Duyun (ad). |
|
Estetik |
|
: |
|
Duyunsal (sıfat). |
|
Estetik (bediiyat) |
|
: |
|
Duyunbilim, Duyun bilimi. |
|
Estetisyen, estetikçi |
|
: |
|
Duyuncu. |
|
Estetizm |
|
: |
|
Duyunculuk. |
Bir de estetik ameliyatı var. Bunun yerine güzellik
ameliyatı da denmektedir. Güzelleme işlemi, güzelleştirme
işlemi, güzellik işlemi de denebilir. Örnek: Ünlü yıldız
Y. burnunu güzelleme (güzellik) işleminden geçirtmiştir. Bir de estetik
cerrahî var. (Dilimizi Arapça ve Farsça sözcüklerden arıtma savaşı tam
bir başarı ile mi sonuçlanmıştır?) Onun yerine de güzellik, güzelleme,
güzelleştirme işlemciliği ve estetik cerrahı yerine
de güzellik, güzelleme işlemcisi denebilir. Duyunsal
işlem, duyun işlemi, duyunsal işlemci, duyun
işlemcisi karşılıkları da önerilebilir.
|
Reform |
|
: |
|
Düzeltim. |
|
Reformist |
|
: |
|
Düzeltimci. |
Örnek: "Eğitimde birçok düzeltimler yapmak gereği
vardır."
Önerilen karşılığı toprak reformu tamlamasında reform
sözcüğünün yerine koyalım: toprak düzeltimi. Bu, olsa olsa, toprak
tesviyesi'ne karşılık olabilir. Eğitim reformu yerine eğitim
düzeltimi denebilir mi? Düzeltim, düzeltme
sözcükleri tashih anlamını taşımaktan kurtulamamaktadır. Kısaca, reform
sözcüğüne uygun bir karşılık önerilebilmiş değildir.
|
Pasifikasyon |
|
: |
|
Barışlandırma. |
Örnek verilmemiştir. Pasific sözcüğüne
karşılık önerme gereği duyulmamıştır. Bu sözcük için birden çok karşılık
önerilebilir: barşçıl, barışsal, barışçı,
barışsever, barışkan, barışsak.
Görülüyor ki pasification için de birden çok karşılık önerme
olanağı vardır. Barışlandırma, bunların en az doğrusu ve en
sonuncusu olabilir gibi görünmektedir. Barışçıllama, barışçıllaştırma,
barışsallaştırma, barışçılaştırma, barışseverleştirme,
barışkanlaştırma, barışsaklaştırma
karşılıklarından biri yeğ tutulabilir.
Örnek: "Bu davranış tek sözcükle utancadır."
Burada, Osmanlıca kepazelik ve rezalet sözcüklerine
de karşılık önerildiği bellidir. Skandal (kepazelik,
rezalet) çıkarmak yerine ne deneceği belli değildir.
Kepaze, rezil olmak (ve etmek) için de
önerilmiş karşılık yoktur. Utanca, olsa olsa, Osmanlıca ayıp
sözcüğüne karşılık olabilir gibidir.
Background sözcüğü, dilimizde, temel,
taban, görgü, geçmiş, birikim,
çalışmışlık, vb. sözcükleri ile karşılanabilir. Sözcük
İngilizcede de bunlara benzer çeşitli anlamlarda kullanılmaktadır. Örneğin,
"the philosophical background of that century" (o yüzyılın felsefî
background'u) Türkçeye, "o yüzyılın felsefi tabanı, birikimi, geçmişi"
vb. diye çevrilebilir. "Do you have any background on this subject?" Bu tümce,
dilimize, "bu konuda hiç çalışmışlığınız var mı? Bu konuda herhangi bir
görgünüz var mı?" vb. diye çevrilebilir. Onun için, background
sözcüğüne karşılık bulmanın neden gereksendiğini anlamak güçtür. Önerilen
karşılığa gelince, İngilizcede back sözcüğünün art
anlamına da geldiği gözönünde tutularak, background için artyetişim
karşılığını önermek yanlıştır. Art sözcüğü, dilimizde, ön
sözcüğünün karşıtı olarak kullanılmakta, örneğin "bu işin ardı var"
denince, sonrası, arkası anlamına gelmektedir. Artyetişim
olunca, neden önyetişim olmasın ya da düşünülmesin? Artyetişim,
önyetişim'in karşıtı olarak, sonraki yetişim
anlamına gelmektedir. Bundan ötürü de, background ile anlatılanın
tam karşıtıdır. Background sözcüğüne yetişim
sözcüğünü kullanarak bir karşılık önermek gerekirse, yukardaki gerekçelerden
ötürü, bu karşılık ancak önyetişim olabilir. Çünkü bu
sözcükteki back, Türkçede ön sözcüğünün
yüklendiği anlamı yüklenmiştir.
|
Teknik |
|
: |
|
Uygulayım (ad). |
|
Teknik |
|
: |
|
Uygulayımsal (sıfat). |
|
Tekniker, teknisyen |
|
: |
|
Uygulaman. |
|
Teknokrat |
|
: |
|
Uygulayımcı. |
|
Teknoloji |
|
: |
|
Uygulayımbilim. |
Ayrıca, teknik sözcüğünün ikinci anlamı için yol
yordam, yöntem karşılıklarının öteden beri
kullanıldığı anılıyor.
Bugün tatbikat yerine uygulama sözcüğünü
kullanmaktayız. Bundan dolayı, uygulaman tatbikatçı anlamına
gelmektedir. Uygulayım sözcüğü de, anlam bakımından, uygulama
sözcüğüne çok yakındır. Önerilen karşılıklar -eksiklikler bir yana- hiç de
uygun görünmemektedir. Teknik için yapın
karşılığı önerilirse durum şöyle olur:
|
Teknik |
|
: |
|
Yapın (ad). |
|
Teknik |
|
: |
|
Yapınsal (sıfat). |
|
Tekniker, teknisyen |
|
: |
|
Yapman. |
|
Teknoloji |
|
: |
|
Yapınbilim, yapın bilimi. |
|
Teknolog |
|
: |
|
Yapınbilimci, yapın bilgini. |
|
Teknokrasi |
|
: |
|
Yapıncılar. |
|
Teknokrasi |
|
: |
|
Yapıncılar yönetimi, yapıncılar
(yapıncı) egemenliği. |
|
Teknokrat |
|
: |
|
Yapıncı. |
İş, bununla bitmiş değildir. Sözcüklerin yüklendiği başka
anlamlar için de karşılıklar önerilmelidir. Güreş tekniği, teknik
güreşçi yerine güreş ustalığı, usta güreşçi
denebilir. Süt teknolojisi için süt işleyimi, süt
işleyimbilimi gibi ayrı bir karşılık önermek gerekli görünmektedir. Zootekni
yerine hayvancılık, hayvan yetiştirme
karşılıkları öteden beri kullanılmaktadır. Fitotekni'nin
kullanılagelen karşılığı bitki yetiştirme'dir. Sonu tekni
ile biten sözcüklere buradaki ilkeye göre karşılıklar önerilebilir. Teknik
eleman için yapın görevlisi karşılığı uygun
görülebilir. Birkaç örnek: Bilimsel ve yapınsal ilerleme, zamanla, yapıncıların
egemenliğine (yapıncı egemenliğine) yol açmaktadır. Bilimsel bulguların yapına
aktarılması insanlığı mutlu etmeye yetmemektedir. Öneriniz bu işin yapınına
(yapınbilimine) aykırıdır. Yapıncılar küçük, ama güçlü bir zümredir. Ahmet,
elektrik yapmanı olmak istiyor. vb.
|
Emperyalizm |
|
: |
|
1. Buyuruculuk, 2. Elkoyuculuk. |
|
Emperyalist |
|
: |
|
Buyurucu, elkoyucu. |
Emperyalizm sözcüğünün tekelci kapitalizm, kapitalizmin son
(belirli bir) aşaması anlamına kullanıldığını bilen biri bu karşılıklara ne
der? Bazı sözcüklerin tarihî süreçte çok özel bir yeri vardır. Örneğin, forum,
emperyalizm, felsefe, atom sözcükleri
böyledir. Bu tür sözcüklere karşılık önermek gerekli midir, gereksiz midir? Bu,
tartışılmaya değer bir konudur. Onun için forum sözcüğüne
önerilen karşılık, toplu tartışma, uygun olup olmaması bir yana,
önce işin bu yönü düşünülerek, şimdilik sakınganlıkla karşılanmalıdır.
Amaç, dilimize girmiş Batılı sözcüklerin hepsine karşılık bulmak olabilir. Ama
bunun yüzde yüz gerçekleştirilemeyeceği de unutulmayıp, hangi sözcüklere
karşılık aramanın sakıncalı ve bazen boşuna olduğu iyi saptanmalıdır. Bazı
sözcüklerin bir çeşit dokunulmazlığı vardır. Bugün namaz
sözcüğüne karşılık önermeyi kim aklından geçirebilir?
Bu karşılık önerilirken, biçer-döver, biçer-bağlar sözcükleri
örneksenmiştir. Biçip dövmek biçer-döverin en ayırıcı
özelliğidir. Biçer-döver, biçip dövsün diye yapılmıştır. Biçer-döver ve
biçer-bağlar sözcükleri, adı oldukları nesnelerin en kısa tanımıdır. Oysa çıkar-iner
asansörün en kısa tanımı değildir. Şahmerdan da çıkar ve iner,
ama ona da çıkar-iner denemez. Asansör için daha
önerilmiş, Türkçe Sözlük'e de girmiş, ama benimsenmemiş başka
bir karşılık vardır: ağıncak! İlerde bu sözcük gene söz konusu
edilecektir. Asansör için önerilmiş ve kullanılmış iki karşılık
daha vardır: 1. Yükseleç, 2. Yükselteç.
|
Science-Fiction |
|
: |
|
Düşbilimsel yapıt. |
Düşbilimsel yapıt, uygun bir karşılık gibi
görünmemektedir, çünkü düşbilimsel sözcüğü düşlerle
uğraşan bir bilim dalına değgin anlamına gelmektedir. (Bu incelemenin taslağı,
Orhan Duru'nun Bilim Kurgu adlı yazısı [Türk Dili,
sayı 256, s. 332-333] yayımlanmadan önce yazılmıştır ve bu konuda onun gibi
düşünülmüştür.) Bilim-kurgu önerisi de, kurgu
sözcüğünün dilimizde yüklendiği anlam (speculation) dikkate alınırsa, pek uygun
görünmemektedir. Science-ficition sözcüğüne iki yoldan karşılık
önerilebilir: 1. Fiction sözcüğüne önerilmiş karşılıklara
dayanarak, 2. Science-fiction'un bir edebiyat türü olduğu gözönünde
tutularak. Fiction'un Osmanlıcası, Arapça sun
(yapmak) eyleminden türetilmiş tasni'dir. Bu sözcük örnek tutularak fiction
için yapıntı karşılığı önerilmiştir. Türkçe Sözlük'te
verilen karşılık budur. Yapıntı sözcüğünün benimsendiği
söylenemez. Fiction için önerilip kullanılmış başka bir
karşılık da sayıntı'dır. Sayıntı, yapıntı'dan
daha uygun bir karşılık gibi görünmektedir. Fictive (itibarî)
sözcüğüne daha önce saymaca karşılığı önerildiğine göre, sayıntı
daha tutarlı gibidir. Şimdi, kırıntı ekmek, döküntü yemek
der gibi, science-fiction'a da sayıntı bilim denebilir. Ya da, ekmek
kırıntısı, yemek döküntüsü der gibi, bilim
sayıntısı da denebilir. Ama science-fiction'un bir edebiyat
türü olduğu gözönünde tutulursa, bilim masalı karşılığı da
önerilebilir. Bilim masalı karşılığı önerilince, sayıntı
bilim öyküsü, sayıntı bilim yazarı, sayıntı
bilim romanı yerine ne denecektir? Masalın büyüğü küçüğü, uzunu
kısası önemli değildir. Masal masaldır. Ama bu türün öyküsünü ve romanını
ayırmak gerekirse, küçük bilim masalı, büyük bilim masalı
denebilir. Yazar da bilim masalcısı olacaktır.
|
Areometre |
|
: |
|
Yoğunluk ölçer. |
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu'na (TDK
Yayınları: 218, Ankara, 1963) bakılırsa, bu karşılığın densimetre
için önerilmiş olduğu görülecektir. Aynı karşılık, gene densimetre
için Fransızca-Türkçe Sözlük'te (TDK Yayınları: 189, Ankara,
1062.) kullanılmıştır. Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu'nda, areometre
için verilen karşılık sıvı ölçer'dir. Bu, sözcüğün
Osmanlıcadaki karşılığının (mikyas-ı maiyat) yanlış bir çevirisi olsa gerektir.
Demek ki önerilen bir karşılığın daha önce başka bir anlamda kullanlıp
kullanılmadığı, kullanılmışsa, bundan doğan bir sakınca olup olmadığı
araştırılmamıştır. Şimdi, yoğunluk ölçer nedir? Densimetre
midir, yoksa areometre midir?
Bu incelemede eleştiri yalmızca bir araçtır. Verilen örnekler incelemenin amacına
elverecek nitelikte ve niceliktedir. Bundan ötürü, çalışma sırasında alınan
notlardaki başka örnekler burada anılmayacak ve işin ikinci bir yanı ele
alınacaktır.
SÖZCÜK VARLIĞI VE SÖZCÜK TÜRETMEDE KULLANILMIŞ EKLER
Deneme'de, madde başı olarak yazılmış 247 sözcüğe karşılık önerilmiştir.
Bunların 200'üne önerilen karşılıklar, doğrudan doğruya Yarkurulun deneme
çalışmalarının ürünüdür. Geri kalan 47 sözcüğün karşılıkları ise, 1. ya
daha önce önerilip sözlüklere geçmiştir, 2. ya daha önce kullanılmıştır, 2. ya
da ufak değişikliklerle ve bazen de ikinci bir karşılık önerilerek benimsenmiştir.
(Örneğin, aspiratör, açık bono vermek, dejenerasyon, depo etmek, directeur, directif,
empermeabl, homojen, kompleks, mettöransen, obstrüksiyon, organizasyon, organiztör,
oryantalist, otodidakt, prospektüs, provakatör, rekolte, revizyon sözcüklerinin
karşılıkları için Türkçe Sözlük'e ve Fransızce-Türkçe
Sözlük'e bakınız. Alfabe-abece, otokritik-özeleştiri,
travers-tabanlık, vb. karşılıkları daha önce
önerilip kullanılmış sözcüklere; reform-düzeltme-düzeltim,
dejarj-boşalma-boşalım, rafineri-arıtma
evi-arıtım evi, vb. ufak değişikliklerle benimsenmiş
sözcüklere örnek gösterilebilir.)
Genel durum şöyledir:
Karşılıkları benimsenmiş sözcükler |
: |
|
47 |
|
%19 |
Karşılıkları önerilmiş sözcükler |
: |
|
200 |
|
%81 |
TOPLAM |
: |
|
247 |
|
%100 |
Bu 247 sözcüğe önerilen Türkçe karşılıkların
toplamı 356'dır. Yabancı sözcük başına, ortalama 1,44 (yaklaşık 1,5) karşılık
önerilmiştir. Önerilen karşılıkların 113'ü (toplam karşılıkların %31,7'si)
bileşik sözcüktür. Karşılık önerilen sözcüklerin 68'i (%27,5), bileşiktir.
Yarkurulun gereğinden çok bileşik sözcük önerdiği söylenemez. Fark, % 4,2'dir.
Sözcük varlığı üzerinde durulmasının başlıca amacı, Yarkurulun öz türetisi
olan sözcükleri ve dolayısı ile türetmede kullandığı ekleri saptayıp işin bu
yanını nesnel olarak ele alabilmektir.
Yarkurul sözcük türetmede çeşitli eklere başvurmuştur. Doğrudan doğruya
Yarkurulun türetisi olan sözcükler (türevleri sayılmadan) gözönünde tutulursa, en
çok kullanılan ek -(i)m ekidir. Bu ekin bir kullanılışına karşılık öbür eklerin
kaçar kez kullanıldığı hesaplanınca, şöyle bir durumla karşılaşılmaktadır:
-(i)m |
|
1,00 |
|
-ce |
|
0,33 |
-ş |
|
0,30 |
|
-ç |
|
0,23 |
-ci |
|
0,20 |
|
-i |
|
0,20 |
-(n)cek |
|
0,16 |
|
-r |
|
0,16 |
-(e)nek |
|
0,13 |
|
-lik |
|
0,13 |
-me |
|
0,13 |
|
-(i)k |
|
0,13 |
-men |
|
0,10 |
|
-z |
|
0,06 |
-gen |
|
0,06 |
|
-(i)l |
|
0,03 |
-meç |
|
0,03 |
|
-si |
|
0,03 |
-cil |
|
0,03 |
|
-(i)nti |
|
0,03 |
-ge |
|
0,03 |
|
-(i)n |
|
0,03 |
-geç |
|
0,03 |
|
|
|
|
Ağırlık az işlek ve işlek
eklere verilmiştir. Bu, raslantı değildir. Çok işlek ekleri
kullanarak yepyeni anlamlar taşıyacak sözcükler türetme olanağı çoğu zaman
sınırlıdır ve çok işlek olmayan eklere başvurmak, belirli bir ölçüde,
zorunludur. Yalnız, Yarkurul, -(i)m ekine özel bir eğilim göstermiştir. Böyle bir
eğilim, daha uygun eklerin yeğ tutulmasını önleyebileceği için sakıncalı
olabilir. Bu çeşit çalışmalarda kişilerin eğilimleri de etkili olacaktır. Ama bu
etkiyi azaltmaya çalışmak, sonucun daha başarılı olması için gereklidir. Bu ise,
başka başka ekleri aynı amaçla kullanıp, türetilen sözcükler arasından birini
seçmekle -belirli bir oranda- sağlanabilir. Örneğin, rekor: erişim
önerisiyle yetinilmemeli, erişi, erişke, erişki,
erişin, vb. sözcüklerinin de önerilebileceği gözönünde tutularak
çalışılmalıdır. Yarkurul da belki böyle çalışmıştır. Ama bu yolun,
Yarkuruldaki -(i)m eki eğilimini dizginlediği söylenemez. Yarkurul belki böyle bir
sakınca üzerinde durmamıştır; ve belki böyle bir sakınca olabileceğini de kabul
etmeyecektir.
Türetmede kullanılan az işlek eklerden -(n)cek, eklerin çoğundan daha sık
kullanılmıştır. Salıncak, oyuncak sözcüklerinde
olduğu gibi, bu ekle türemiş sözcüklerin anlamlarında bir küçüklük, bir
önemsizlik,vb. bulunmaktadır. Bu yüzden, -(n)cek ekiyle türetilmiş sözcüklerin
benimsenebileceği pek umulamaz. Bu sözcüklerin başlıcaları şunlardır:
|
Arakoruncak |
|
: |
|
Antrepo. |
|
Koruncak |
|
: |
|
Depo. |
|
Taşıncak |
|
: |
|
Bagaj. |
|
Ödencek |
|
: |
|
Bono. |
|
Barıncak |
|
: |
|
Pansiyon. |
|
Tapıncak |
|
: |
|
Fetiş. |
Bunların içinde karşılık olarak önerildiği sözcüğün
anlamını en iyi veren tapıncak sözcüğüdür. Bu, -(n)cek ekinin
yukarda belirtilen niteliğinen ötürüdür. Tapıncak sözcüğü, bu
ekin çok yerinde kullanılmasına güzel bir örnektir. Öyle görünüyor ki -(n)cek eki
büyük dikkatle ve pek seyrek kullanılmalıdır. Asansör için
önerilmiş ağıncak karşılığı, hem bu ekle türetildiği için, hem de ağmak
gibi az uygun ve az kullanılır bir kök kullanıldığı için tutulmamıştır. Asansör,
oyuncak gibi, salıncak gibi bir araç değildir; önemli ve ciddî bir araçtır. Ona
önerilecek karşılık da, onun bu niteliğine uygun olmalıdır.
TARTIŞMA VE SONUÇ
Yarkurul karşılıklarını önerdiği Batı kaynaklı sözcükleri, "türlü
yapıtları, günlük gazeteleri" tarayarak saptamıştır. Sonucu, büyük
ölçüde, üç kişinin eğilimleri ve olanakları belirlemiştir. Batılı sözcüklere
karşılık bulma işi bilimsel bir yol izleyecekse, ilk iş, dilimize
girmiş bu türlü sözcüklerin tümünü saptamak olmalıdır. Batılı sözcük
akınının hızı, bu akını özellikle hangi çevrelerin, neden, ne için, nasıl
hızlandırdığı ve biraz da abartarak konuşmak gerekirse, yılın hangi ayında hangi
yeni Batılı sözcüklerin dilimizde kullanılmaya başlandığı bile saptanmalıdır.
Bu, ancak çeşitli uzamnlık dallarında çalışan aydınların yardımları ile
başarılabilecek bir iştir. Dilimize yeni sızmış bir Batılı sözcüğe önerilen
uygun bir karşılık, artık alışılmış bir sözcüğe önerilenden çok daha kolay
benimsenebilir. Bundan ötürü, Batılı sözcük akınını sürekli izlemekte büyük
yarar vardır. Karşılık önermede de uzmanların düşünceleri sorulmalı,
yardımları istenmelidir. Malî bir terime önerilen bir karşılık, maliyeciler onu
benimsemedikçe, kullanmadıkça tutunabilir mi?
Uzmanlar, Batı kaynaklı çeşitli sözcüklere karşılık bulup kullanmaktadırlar.
Örneğin, birkaç yıl önce input, output, investment,
master plan diyen yapıncılar, bugün girdi, çıktı,
yatırım, ana plan demektedirler. Türk Dil Kurumu'nun
dilimizin gelişimini olanca genişliği ile izlediği ileri sürülebilir mi? Türk
Dili Dergisi, edebiyat dergisi olduğu oranda dil dergisi de olabilmekte midir?
Edebiyat dili, dilin en büyük kesimini mi oluşturmaktadır? Dilimize girmiş Batılı
sözcüklerin çoğunu edebiyatçılarımız mı gereksemiştir, yoksa bilim ve yapın
adamlarımız mı? Batılı sözcüklere karşılık bulma çalışması, geniş bir iş
ve düzenbirliğini, üç kişilik bir Yarkuruldan daha büyük bir örgütü ve daha
ileri bir işbölümünü gerektirmez mi?
Eskiden, daha çok tek tek sözcüklere, ya da kökendeş sözcüklerin hepsine değil de,
birkaçına karşılık önerilmiştir. Çalışmalarda başat olan, yöntemden çok
esindir, coşkudur. Böyle çalışmaların ürünü olan sözcükler Türkçe
Sözlük'e bile girmiştir ve burada söylenenlerin kanıtıdır. Örneğin, kısım
sözcüğüne bölük, kesim, parça, takım
karşılıkları önerilmiştir, ama Türkçe Sözlük'te, kısmen
ve kısmî sözcükleri hâlâ karşılıklarını beklemektedir. Fedakârlık,
fedakâr sözcüklerine özveri, özverili,
özveren karşılıkları önerilmiştir. Ama feda, fedaî,
fedailik, feda olmak, feda etmek
sözcüklerine özveri sözcüğüne dayanılarak önerilmiş
karşılıklar yoktur. Veri sözcüğünün mûta
anlamına kullanıldığı da düşünülürse, özveri sözcüğünün
iğretiliği daha çok ortaya çıkmaktadır. Adaptasyon, adapte
etmek, adapte olmak sözcüklerine uyarlama, uyarlanma,
uyarlamak, uyarlanmak karşılıkları önerilmiştir.
Ama bunlara bakarak, adaptive ve nonadaptive
sözcüklerine alttan alta önerilmiş karşılıkların, örneğin uyarlanır
ve uyarlanmaz olabileceğini herkesin anlayıvermesini beklemek doğru
mudur? Bu iki sözcüğe, Türk Dil Kurumu'nun bastığı Fransızca-Türkçe
Sözlük'te de yer verilmemiştir. Yarkurul da önceleri bu yanılgıya
düşmüştür, ama çalışmaları ilerledikçe, bu yolun çıkmazlığını,
yetersizliğini anlamıştır. Ve örneğin, Yarkurul, santral
sözcüğüne karşılık önerirken (Türk Dili, sayı 252) on beş
sözcüğe karşılık önermek gereğini duymuştur. Bu on beş sözcüğe önerilen
karşılıkların uygun olup olmaması önemli değildir. Önemli olan, Yarkurulun
yaptığı ilk disiplinli denemenin, yöntem sorununu açıkça ortaya koymuş
olmasıdır. Yarkurul, özellikle bunun için kutlanmalıdır.
Bu incelemede yeni gibi görünen ne varsa, hepsi Yarkurulun denemesinden
çıkarılmıştır. O denemede saklı bütün bilgilerin ortaya çıkarıldığı da
söylenemez. Eksikler tamamlanmalı, yanlışlar düzeltilmeli, bu değerli bilgiler
bundan sonraki çalışmalarda uygulanmalı ve daha ileri bilgilere ulaşılmalıdır.
Şimdi, Yarkurulun denemesinin ışığında, Batılı sözcüklere karşılıklar bulmada
izlenmesi uygun yöntemin ve programın taslağı şöyle olabilir:
I. Dilimize girmiş Batılı sözcüklerin tümü saptanmalıdır.
II. Batılı sözcüklerin dilimize akını titizlikle ve sürekli
izlenmelidir.
III. Öncelikle karşılık önerilecek sözcükler saptanmalıdır. (Bu
iş, 1. sözcüklerin dilimize yeni girmiş olmalarına, 2. yaygınlıklarına, vb.
ağırlık verilerek yapılmalıdır.)
IV. Karşılık önerilecek her sözcüğün, 1. karşıtı, 2. olumsuzu,
3. varsa Osmanlıca karşılığı, 4. daha önce önerilmiş karşılığı ya da
karşılıkları, 5. dilimize girişinde uğradığı anlam değişikliği olup
olmadığı, 6. dilimize girişinde bir terslik, bir yanlış çeviri olup olmadığı, 7.
deyimlerde geçip geçmediği, 8. dilimizdeki ve Batı dillerindeki bütün kökendeşleri
ya da türevleri, 9. terimse, hangi bilim ya da yapın dalı ile ilgili olduğu, 10. daha
önce önerilmiş karşılıkların hangi ölçüde uygun olduğu (sözcüğün bütün
kökendeşlerine ve kullanılışlarına karşılık önermeye yetip yetmediği), 11.
sözcüğe şimdilik uygun bir karşılık önerilemiyorsa, Osmanlıcasını (varsa)
kullanmanın yeğ tutulup tutulamacağı, vb. araştırılıp saptanmalıdır. (Her
sözcük için bunları saptamaya gerek olmayabilir, ama bazı sözcükler için bunların
da yetmeyebileceği gözönünde tutulmalıdır.)
V. Tek tek sözcüklere değil, kökendeş sözcük kümelerine
karşılık önerilmeli ve aynı kökenden olup da dilimize girmemiş sözcüklere
karşılık önerilmese bile, ileride onlara da karşılık önerilmek gerekebileceği hep
gözönünde tutulmalıdır. Dilimize girmiş olsun ya da olmasın, bir sözcüğün
karşıtına ve olumsuzuna her zaman karşılık önerilmelidir.[ii]
VI. Önerilen bir karşılığın ya da karşılıkların daha önce
başka sözcükler için önerilmiş olup olmadığını araştırmak unutulmamalıdır.
VII. Kökendeş sözcük kümelerine önerilen karşılıklar sıkı bir
irdelemeden geçirilmelidir. (Sözcüklerin birkaç ay sonra bir daha iredelenmesinde
yarar vardır.)
VIII. Bütün bu çalışmalar sırasında, yöntemin ve programın
geliştirilmesi hep gözönünde tutulmalıdır.
Ankara, Şubat 1973
i Ragıp Gelencik, "Batı
Kaynaklı Sözcüklere Karşılık Bulmada Yöntem Üzerine", Soyut (dergi), sayı
60, Temmuz 1973, s. 20-34.
ii Konuyla ilgili olarak bkz.: Ragıp Gelencik, "Türkçenin Olumsuz
Sözcük Sorunu", Dil ve Politika (Fe Yayınları, Ankara, Kasım 1993), s.
129-136. (Öner Ünalan'ın bu yazısı ilk kez Soyut dergisinde (Ragıp Gelencik,
"Türkçenin Olumsuz Sözcük Sorunu", Soyut (dergi), sayı 89, Mart 1976.)
yayınlanmıştır.) Yazıyı okumak için buraya tıklayınız.
|
|