|
Öner Ünalan 80 Yaşında Yapıtlarıyla Anılıyor[i]
Beyazıt Kahraman
1960'lı yılların sonunda Charles
Darwin'in Türlerin Kökeni adlı kitabını ve Alman yazar Ernst
Glaeser'in savaş karşıtı romanı 1902 Doğumlular'ı özenli çevirilerle
dilimize kazandıran Öner Ünalan, bilimsellikten ve toplumculuktan
asla ödün vermedi.
Karıncayı İncitmeyen Adam adlı öyküsüyle
1965 Yunus Nadi Kısa Öykü Ödülü'nü kazanmış olan tarım mühendisi,
eğitimci, yazar ve çevirmen Öner Ünalan (1935-2011), meslektaşları,
öğrencileri, okurları, yayıncılar ve kendisini tanıyanlarca 80.
yaşında saygıyla anılıyor. Kitle iletişim organlarında hemen hiç
görmediğimiz Öner Ünalan'ın değerini en iyi anlamış olan ve onu
yakından tanıyan çalışma arkadaşları Cemal Süreya ve Ahmet Say idi.
Ardında birçok önemli çeviri, özgün denemeler, şiirler bırakmış olan
efsanevi öğretmenimiz yazılarının bir kısmını Ragıp Gelencik adıyla
yazmıştı. Öner Ünalan'ı okurlarımıza daha yakından tanıtmak için
saygıdeğer eşi, emekli Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Gönül
Özfiliz Ünalan ile konuştum.
— Ben sizi
ve eşiniz, tarım dersi öğretmenimiz Öner Ünalan'ı, önceki adı Çifteler
Köy Enstitüsü olan Yunus Emre İlköğretmen Okulu'ndaki öğrencilik
yıllarımda tanıdım. Siz ve eşiniz Öner Ünalan hangi yıllarda bu okulda
görev yaptınız. Bu yılların sizin için önemi neydi?
— Eşim A. Ü.
Ziraat Fakültesi'ni bitirince, burslu okuduğu için devlete borcunu
ödemek üzere Erzurum'daki Pulur Öğretmen Okulu'nda (eski Pulur Köy
Enstitüsü) ve Van'daki Alpaslan İlköğretmen Okulu'nda (eski Ernis Köy
Enstitüsü) öğretmenlik yapmıştı. 1963'te master için gittiği ABD'den
dönünce, 1969'a kadar Yunus Emre İlköğretmen Okulu'nda görev aldı. Ben
ise 1964-70 yıllarında aynı okuldaydım. Öğretmen okullarında seçilmiş,
bilinçli, öğrenmeye istekli öğrencilerle çalışmak bir öğretmen için
bulunmaz fırsattır. Oradaki yıllarımız yaşamımızın en güzel, verimli
yıllarındandı.
— Eşiniz
öğretmenliği ne zaman ve niçin bıraktı?
— Eşim, zorunlu
hizmet süresini tamamlayınca öğretmenliği bıraktı.
— O yıllarda
Charles Darwin'in Türlerin Kökeni adlı yapıtını dilimize çevirmek için
yoğun bir çalışma içine girmişti. Biz de bu yoğun çalışmadan dolayı
öğretmenliği bıraktığını düşünmüştük.
— Eşimin
öğretmenliği bırakmasında çeviri çalışmalarının da payı var, tabii.
Gerçekte, topluma daha yararlı olabileceği alanlarda çalışmak
istiyordu. Bir üniversitede olmak, bilimsel çalışmalar yapmak gibi...
Politik nedenlerden ötürü olmadı.
— Türlerin
Kökeni'ni çevirmekten amacı neydi?
— Türkiye'de,
yabancı yapıtların Türkçeye çevrilmesi bakımından iki önemli dönem var.
Birincisi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1940'lardaki çeviri çalışmaları
dönemi. İkincisi, 1960 ve 70'lerdeki, ağırlıklı olarak sol görüşlü
yapıtların çevrildiği dönem. Eşimin söylediğine göre, 1940'lardaki
çeviri çalışmalarında bile Darwin'in hiç değilse programa alındığına
dair bir bilgi yok. Yani 1969'a gelinceye kadar, Darwin gibi değerli bir
bilimcinin organik evrim kuramını ortaya koyduğu yapıt Türkçeye
çevrilmemişti.
Eşim bu durumu,
Türkiye toplumunun düşünce ve söz özgürlüğü bakımından baskı altında
olmasının bir sonucu sayıyor, kitabın mutlaka Türkçeye kazandırılması
gerektiğini düşünüyordu. Türlerin Kökeni'ni 1969'da İngilizceden,
Almancasıyla karşılaştırarak çevirdi, ertesi yıl Sol Yayınları
tarafından yayımlandı. Yani Türlerin Kökeni yazılmasından 111 yıl
sonra Türkçe basıldı. Kısa bir süre önce Türlerin Kökeni'nin 5.
baskısı, diğer kitaplarının 3. baskıları yapıldı.[ii]
— Eşiniz
Darwin'den başka hangi kitapları çevirdi?
— Darwin'in genel
okuru ilgilendiren iki kitabı daha var: İnsanın Türeyişi ve Seksüel
Seçme. İnsanın Türeyişi Darwin'in Türkçeye çevrilen ilk kitabı. 1968'de
doktor Yavuz Erkoçak Almancasından çevirmiş. Daha sonra eşim
İngilizcesinden çevirdi, 1973'te Onur Yayınları tarafından basıldı.
Seksüel Seçme çevirisi ise 1977'de gene aynı yayınevi tarafından basıldı.
— Eşinizin
Darwin Ne Yaptı? adlı bir kitabı da var.
— Evet. Sadun Aren
eşime "Darwin'in teorisini anlatan popüler bir kitap çevirmeyi de düşünür
müsün?" diye sormuş, eşim de, "Öyle bir kitap çevirmektense yazarım." diye
yanıtlamıştı. Eşim kitabını Türkiye koşullarında yetişmiş kişiler için
kaleme aldı. Bunu, Önsöz'de belirtmiştir.
Eşim
bir söyleşisinde şöyle söylemiştir: "Türkiye'de gerici ve baskıcı egemen
toplumsal sınıflar ve katmanlar ilerici düşünüşü (ilerici derken materyalist ve
diyalektik düşünüşü kastediyorum) sürekli kösteklemeye çalışırlar. Metafizik
kafalardan silinmesin isterler. O bakımdan, Darwin'in organik evrim
teorisini, sanki doğruluğu kanıtlanmamış gibi öylece ele alırlar,
reddederler, kötülerler ve kendileri ne söylemek istiyorlarsa (kendi
ideolojileri ve politikaları bakımından) onu söylerler. İşte Türkiye'de
olup biten budur. Yani bir çeşit komedidir." Darwin Ne Yaptı? bu
komediye yanıt da sayılabilir...
Ayrıca, eşim son
yıllarında Einstein Ne Yaptı? diye bir kitap yazmaya başlamıştı, ne yazık ki
tamamlayamadı.
— Türkçenin
kullanımına yaklaşımı da dikkat çekiciydi. Dil Günlüğü adlı kitabında bu
konudaki düşüncelerini açıklıkla sergilemiş. Siz bu konuda neler söylemek
istersiniz?
— Eşim dilimizin
kullanımıyla da ilgilenirdi, tabii. Örneğin, Türkçede "ve" konusu,
"çevirmek" ve "dil yenilemek", "Batı kaynaklı sözcüklere karşılık bulmada
yöntem geliştirmek" gibi... Fakat dille ağrlıklı olarak ideolojik ve
politik bakımdan ilgilenirdi. Yani, yalnızca dilsel sorunları değil,
dille ilişkili ve dile de yansıyan ideolojik ve politik sorunları,
toplumsal görüngüleri saptamaya, çözümlemeye çalışırdı. Eşim dilsel
sorunların çözümlenmesinde hemen her zaman dil-ideoloji ve politika
ilişkisinin göz önünde tuttulması gerektiğini düşünürdü. Eski TDK'ya,
Öztürkçeciliğe, "dil devrimi" görüşüne, vb. yönelttiği eleştiriler de
bu yöndeydi. Dilde şovenliğe, ırkçılığa, kozmopolitliğe karşıydı...
Dile
yalnızca iletişim aracı olarak değil, düşünme aracı olarak da yaklaşırdı.
TDK'nın dil geliştirme işine daha çok eğitim, öğretim dili, bürokrat dili,
vb. geliştirmek bakımından yaklaştığnı, "düşünce dili nasıl geliştirilmeli"
sorunuyla pek ilgilenmediğini söylerdi… Dil Günlüğü'ne gelince, eşim her
zaman düşüncelerini kısa, öz ve gereğince dile getirmeye çalışırdı. Sanırım
bir yazın türü olarak günlüğün bu tutumuna uygun düştüğü söylenebilir.
Günlükleri üzerine çok düşünürdü. Günlüklerinin bir kesiminin kısa
incelemeler, denemeler, makaleler olduğunu söylemek yanlış olmaz.
— Eşinizin dilde
ulusalcı bir tutumu olduğunu söyleyebilir miyiz?
— Eşim şuydu veya
buydu biçimde konuşmak istemem. Fakat bilimsellikten ödün vermeyen birisi
olduğunu söylemeliyim. Belirli tarihsel koşullarda dilde ulusalcı tutumun
gerekliliğini belirtmiştir. Örneğin 1975'te yayımlanan bir yazıda şunları
söylemiştir: "Saldırgan biçimleri (şovenlik ve ırkçılık) ile birlikte
burjuva ulusalcılığı, günümüzde, gerici bir ideoloji ve politika olarak,
yalnız burjuvaziye ve emperyalizme hizmet eder. Kozmopolitlik, ulusların
ulusal bilincini köreltmeyi amaçladığı için, büyük emperyalist devletlerin
dünya egemenliği planlarının gerçekleşmesine katkıda bulunur.
Antiemperyalist, ilerici bir ulusalcılıkta, saldırgan biçimleriyle
birlikte burjuva ulusalcılığına ve kozmopolitliğe hiçbir alanda yer
yoktur. Ve böyle bir ulusalcılık, ulusal dilin bilimsel
geliştirilmesinden vazgeçemez."
1977'de
yayımlanan bir yazısında ise şöyle söylemiştir: "Antiemperyalist ve
ilerici ulusalcılık ... burjuva ulusalcılığından tümüyle farkılıdır. Ama
o da ulusal varlığa dayalı bir politikadır ve ulusal varlığı koruması,
geliştirmesi gerekmektedir. Başka şeylerin yanısıra dilsel sorunla da
ilgilenmesi bundan ötürüdür. Bellidir ki böyle bir ulusalcılıkta şovenliğe,
ırkçılığa, kozmopolitliğe hiçbir alanda yer yoktur. Bu ulusalcılık
açısından dilsel sorunda şovenlik ile dilde kozmopolitlik arasında fark
yoktur; çünkü ikisi de dilde ortaklığı bozmayı amaçlamakta, dolayısıyla
ulusal varlığa zararlı olmaktadır."
— Eşinizin
öğrenim sürecini, bilgi birikimini, donanımını ve dünya görüşünü
açıklamak ister misiniz?
— Eşim Bursa Erkek
Lisesi'ni bitirdikten sonra Ziraat Fakültesi'ni MEB bursuyla okudu ve AID
bursuyla ABD'de Oklahoma State University-Stillwater'da master yaptı.
Zorunlu hizmetini öğretmen olarak tamamladıktan sonra Köy İşleri
Bakanlığı'nda teknik eleman, danışman ve yönetici olarak çalıştı. Lisede
çeviri yapacak kadar iyi Almanca öğrenmiş. Çok çalışkan ve sevilen bir
öğrenciymiş. İngilizceyi ise Georgetown Üniversitesi'nin Ankara'daki Dil
Okulunda öğrendi. Planlı yaşar, zamanını verimli değerlendirirdi. Ana
çizgileriyle ilerici, demokrat bir insandı. Yineleyeyim: Bilimselliği her
şeyin üstünde tutardı.
— Cemal Süreya
ve Ahmet Say'la birlikte yaptığı çalışmalar nelerdir?
— Cemal Süreya,
Ahmet Say ve Vecihi Timuroğlu'yla Türkiye Yazıları dergisini çıkarmışlardı.
Çok iyi arkadaştılar. Aralarında iş bölümü vardı. Eşim daha çok dil üzerine
yazardı. Ahmet Say Ağaçlar Çiçekteydi adlı anı kitabında o yılları çok güzel
anlatır. Ayrıca Cemal Süreya çıkardığı Papirüs dergisi için eşimden yazı
isterdi.
— Eşinizin kitap
ve çevirilerinden birkaçını söyler misiniz?
— Yayımlanan
kitapları: Dil ve Politika, Dil Günlüğü ve Darwin Ne Yaptı? Çevirileri:
1902 Doğumlular, Türlerin Kökeni , İnsanın Türeyişi, Seksüel Seçme, Fiziğin
Evrimi, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm, Matematiksel Elyazmaları,
vd. Eşimin ölümünden sonra çocuklarım, yazılarını iki kitapta derlediler.
Umarım onlar da yayımlanır.
— Eşinizin Ragıp
Gelencik takma adıyla yazmasının özel bir nedeni var mı? Çalışmalarının
dökümü için bir kaynak verir misiniz?
— 1970 sonrası
politik bakımdan çok karışık yıllardı. Eşim bürokrat olduğu için
yazılarında Ragıp Gelencik adını kullandı. Ragıp, büyük oğlumuzun adıdır.
Eşimin babaannesi tül gibi görünen bulutlara "gelencik" dermiş...
Çalışmalarının dökümü, anısına kurulan
onerunalan.net adlı internet sitesinde bulunabilir.
i Beyazıt
Kahraman, "Öner Ünalan 80 Yaşında Yapıtlarıyla Anılıyor",
Harbi Gazete internet sitesi, 19 Şubat 2015. (Sayfaya gitmek için buraya
tıklayınız.)
Harbi Gazete internet sitesinin aynı sayfasında,
Öner Ünalan'ın öğretmen arkadaşları ve öğrencilerinin anıları
da
yer alıyor. Anıları okumak için buraya
tıklayınız.
ii Söz edilen, çevirilerin Evrensel Basım Yayın'ca yapılan
baskılarıdır. (Öner Ünalan'ın "Türlerin Kökeni" çevirisi,
1970'ten söyleşinin yapıldığı tarihe kadar, biri Sol Yayınları'nca,
dördü Onur Yayınları'ınca ve beşi Evrensel Basım Yayın'ca olmak
üzere on baskı yapmıştır. Kitapla ilgili bilgi için buraya
tıklayınız.)
|
|