|
ÖNER ÜNALAN'IN ARDINDAN[i] | Ahmet Say
Kırk yıllık dostum Öner Ünalan, geçen ay yaşamdan ayrıldı. Bu
ismi hatırlayacak okurlarımın sayısı azdır. Çünkü Öner, başarılı
çalışmalarının ardından mahcup bir çocuk gibi âdeta saklanır, reklâmını
yapmaktan kaçınarak kenara çekilirdi. Yazılarında ve kitaplarında genellikle
"Ragıp Gelencik" takma adını kullanırdı dostum. Bu adla Evrensel
Kültür'de de yazmıştı. Gerçek bir "antikariyerist"ti Öner, yükseldiği
yerden adını duyurmak, ona ayıpmış gibi gelirdi. Yaşamım boyunca onun kadar
alçakgönüllü bir insana pek rastlayamadığımı söyleyebilirim. Marksist teoride
Türkiye'nin en donanımlı aydınları arasında olmasına karşın, hiçbir şekilde
bilgiçlik taslamaz, "ben bilirim"e getirmezdi. Sorulursa konuşur, kitapta
yazılanlar gibi takır takır konuşarak açıklamasını yapardı.
Kimdi Öner Ünalan? Bana sorarsanız gerçek bir üstün yetenek, Fransızca
söylenişiyle bir "jeni"ydi. Benimle yaşıttı, yani 1935 doğumluydu.
Ankara'da Ziraat Fakültesi'ni bitirdikten sonra, Amerika'da bitkibilimin şimdi
bilemeyeceğim bir dalında yüksek lisans çalışmasını tamamlamıştı. Çok iyi
İngilizce ve Almanca bilirdi. Giriştiği her çalışmada en üst düzey başarıya
ulaşmak gibi bir yaradılışı vardı. Yaşamında yalnızca bir öykü yazmış, bu
öyküyü 1965 yılında "Yunus Nadi Hikâye Yarışmasına" göndererek
birincilik ödülünü almıştı. Aldığı ödül konusunda ilginç bir ayrıntıyı
okurlara iletmek istiyorum:
Yunus Nadi Ödülü 1965 yılında "kısa hikâye" dalındaydı. Katılacak
yazarlara hikâyenin oylumu konusunda bir ipucu vermek için gazete, "1000
sözcükten fazla olmaması"nı dilemişti. Öner'in yazdığı öykü ne 999
sözcük, ne de 1001 sözcüktü. 1000 sözcükte noktalamıştı "Karıncayı
İncitmeyen Adam"ı.
Türkiye'de yabancı dil bilgisini onun kadar yerinde kullanan insan azdır. Charles
Darwin'in geniş hacimli üç temel kitabı olan Türlerin Kökeni, İnsanın
Türeyişi, Seksüel Seçme'yi birkaç yılda çevirip yayımlamıştı.
Marksist litaratürün başlıca eserlerini Türkçeye Öner kazandırmıştır. Açık
söyleyeyim, Öner olmasa bu kitaplar dilimize çevrilmek için daha yıllarca bekler, ya
da yalan yanlış çevrilirdi. Vurgulayarak belirteyim, özellikle Marksist teoride onun
kadar kavrayışlı arkadaş sayılıdır. Edebiyat ve dilbilim konularında yazdığı
tartışma yazıları ise nefistir.
12 Eylül öncesinin Türk Dil Kurumu'ndaki bazı "uzman"ların bilim dışı
"Öz Türkçeci" yaklaşımına karşı, Türkçenin özleşmesi üzerine kaleme
aldığı yazılarıyla düpedüz dersler vermiş, ne yazık ki kurumdaki birtakım şoven
ve Marksizm düşmanı "uzman" kişiler bu yardımdan yararlanamamıştır.
Sözkonusu kurumda "terim kolu başkanlığı" yapan bir "uzman"la
Öner Ünalan'ın karşılıklı yazılar yoluyla giriştiği tartışmaların bir
örneğini, dergimizin izleyen sayılarında yayımlamak isterim. Öner'in işlek
zekâsını, pırıl pırıl bir diyalektik kavrayışla çözümlediği konulardaki
kavrayışını, okurlarımızın bilmesinde yarar vardır.
* * *
Öner Ünalan'ın ölümünü kabullenemiyorum. Aslında
"ölüm", olağan sayılması gereken insanlık durumlarının başında gelen
ayırt edici bir olgudur. Ayırt edicidir, çünkü her şeyin çaresi vardır, ölümün
çaresi yoktur.
Her ne ise... Sindiremiyorum, üzülüyorum, kabullenemiyorum. Çok yönlü yaratıcı bir
aydın olarak çalışan ve durmaksızın üreten Öner Ünalan'ın ölümü karşısında
kayıtsız kalan, suspus kesilen duyarsız yığınlara illet oluyorum Öfkem katlanıyor.
Bir toplum bu denli değerbilmez, umursamaz olabilir mi?
Öner'in küçük oğlu Ferhat'la e-posta yolundan yazışıyoruz ara sıra. Fazıl'ın
akranıdır Ferhat. Çocukluğunda onunla da şakalaşıp oynar, bazen güreşirdim
evlerinde. Bunu hatırlıyor.
Babasının ölümü dolayısıyla bir kez daha ortaya çıkan toplumsal umursamazlık
dolayısıyla Ferhat'ın dikkat çekici bir görüşü var. Beni avutmak için
söylediğini sanmıyorum bunu: "Toplum, babamın değerini anlamaktan çok uzak.
Kimlere değer verildiğini hep beraber izliyoruz." diyor ve ekliyor: "Bu
duruma düşürülmüş bir toplumun babama değervermesini istemem. Kendisi de istemezdi."
İşte bu son iki cümle, irkiltici olduğu kadar gerçekçi ve doğrudur.
Ölümünden sonra çok az kimse tarafından anılacağını bilen, yaşamı boyunca da
kalabalıkların şakşakçılığından hiç hazzetmeyen dürüst, sağlam bir seçiciydi
Öner. Söz gelişi, herhangi bir televizyon kanalı Öner'le bir program yapmak istese,
bu kanalın özelliklerini en küçük ayrıntısına kadar düşünür ve büyük
olasılıkla davet edildiği programa katılmama kararı alırdı. İstenmedikçe hiçbir
yayın organına yazı yazmazdı. Hatta yazı konusunda ondan dilekte bulunsalar bile
kabul etmeyebilirdi.
Eğer "medyatik" diye bir niteleme varsa, onun tam karşıtıydı Öner Ünalan.
Yığınlarla iletişim sağlayan o üfürükten kitle iletişim araçlarının oyununa
gelmekten öylesine çekinirdi ki, bu konuda herhangi bir fırsatla üzerine pislik
sıçramasını önlemek amacıyla her zaman tetikteydi.
Öner Ünalan gibi bir insanı, toplumun çoğunlukta olan belli bir kesimi tanır mı?
Onu beğenir ve benimser mi? İşte bu yüzden Ferhat Ünalan'ın yargısı doğruydu:
"Bu duruma düşürülmüş bir toplumun babama değer vermesini istemem. Kendisi
de istemezdi..."
Bir de toplumun aydınlanmamış belli bir kesiminin beğendiği bazı insanları
düşünün... Saymakla bitmeyecek ne kadar alçak, namussuz, şerefsiz, haysiyetsiz,
utanmaz, hırsız, arsız, sömürücü, rüşvetçi, vatan satıcısı, insanlık
düşmanı varsa sanki çok değerliymiş gibi, medyada, yani televizyonda falan, ikide
bir gözümüzün içine sokulmuyor mu? Buna karşılık, düşüncede ve yaratıda
toplumun duygu ve düşüncelerini yetenekleriyle temsil eden sanat ve düşünce
adamlarımız bütün dünyada kabul görüp övülürken, onların eserleri
aşağılanıyor, sansürleniyor, hatta yıkılıp yok etmeye kalkışılıyor...
* * *
Türkiye, yol gösterici insanlarından birini daha yitirdi. Ama
yeniden basılan eserleriyle, çevirileriyle, düşünceleriyle Öner yaşayacaktır.
Ölümünün ardından acı duyan değerbilir dostları az sayıda olsa bile...
* * *
Öner Ünalan'ın Yayınları[ii]
KİTAPLAR
Öner Ünalan[iii], Dil ve Politika, Fe Yayınları, Ankara, [Kasım] 1993, 192
s.
Öner Ünalan, Darwin Ne Yaptı?, Saypa Yayınları, Ankara, 1997, 155 s.
ÇEVİRİLER
Ernest Glaeser, 1902 Doğumlular (Roman), Toplum Yayınevi, [Eylül] 1970, 242 s.
Bilimsel Yapıt Çevirileri
Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Evrensel Basım Yayın, Ankara, [Eylül] 2009, 552 s.
Charles Darwin, İnsanın Türeyişi, Onur Yayınları, Ankara, [Haziran] 1973, 283 s.
Charles Darwin, Seksüel Seçme, Onur Yayınları, [Ankara, Nisan] 1977, 543 s.
Albert Einstein, Leopold Infeld, Fiziğin Evrimi, [Onur Yayınları, Ankara, Nisan]
1972, 227 s.
Karl Marx, Friedrich Engels, V. I. Lenin, Marksizm, Kadın ve Aile, Bilim ve Sosyalizm
Yayınları, [Ankara, Ekim] 2000, 231 s.
Karl Marx, Matematiksel Elyazmaları, Başak Yayınlar, [Ankara,] Mayıs 1990, 284 s.
Friedrich Engels, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm, Sol Yayınları, [Ankara,
Kasım] 1970, 125 s.
Friedrich Engels, Tarihsel Materyalizm Üzerine Mektuplar, 1890-94, Bilim ve Sosyalizm
Yayınları, [Ankara, Temmuz] 1993, 48 s.
Friedrich Engels, Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı, Başak Yayınlar, [Ankara,
Kasım] 1989, 16 s.
John Desmond Bernal, Marx ve Bilim, Bilim ve Sosyalizm Yayınları, [Ankara, Ekim] 1991,
68 s.
Ferhat Gelendeş takma adıyla çevrilmiş olanlar
V. I. Lenin, Karl Marx ve Öğretileri, Başak Yayınlar, [Ankara, Şubat] 1988, 69 s.
V. I. Lenin, Din Üstüne, Başak Yayınlar, [Ankara, Mayıs] 1988, 74 s.
V. I. Lenin, Son Mektuplar ve Makaleler, Başak Yayınlar, [Ankara, Kasım] 1989, 64 s.
Friedrich Engels, Bakuninciler İş Başında, Başak Yayınlar, [Ankara, Eylül] 1989, 28
s.
NOT: Bu listede, örneğin Fidel Castro'dan çevirdiği Dünya
Bunalımı (Fidel Castro, "Dünya Bunalımı", Onur Yayınları, 1987, 240
sayfa.); ayrıca Marx ve Engels'ten çevirdiği Yazın ve Sanat Üzerine 1 (Karl
Marx, Friedrich Engels, Yazın ve Sanat Üzerine 1, Sol Yayınları, 1995, 256
s.) yer almıyor. Sanırım, yayıncının (Muzaffer Erdost ve Barışta Erdost)
çeviriler üzerinde kendisinden izinsiz yaptığı değişikliklerden ötürü Ünalan,
bu iki çeviriyi sahiplenmek istememiş ve bu nedenle listeye eklememiş.[iv]
i Ahmet Say, "Öner
Ünalan'ın Ardından", Evrensel Kültür (Aylık Kültür, Sanat, Edebiyat Dergisi),
sayı 231, Mart 2011, s. 3-4.
ii Listede eksik kalan bilgileri köşeli ayraç içinde biz ekledik.
iii Ahmet Say, bilerek "Öner Ünalan" yazmış olmalı; Öner
Ünalan "Dil ve Politika" adlı kitabını "Ragıp Gelencik" takma
adıyla yayımlamıştır.
iv Öner Ünalan, olasılıkla 2006 yılında hazırladığı çeviri
listesinde niçin bu iki çevirinin yer almadığı ile ilgili herhangi birşey yazmamış
ve söylememiştir; dolayısıyla bu, yalnızca bir "tahmin"dir. Ancak, yerinde
bir tahmin olduğunu söylemeliyiz.
Öner Ünalan'ın daktilosuyla yazdığı çeviri listesinin örneğini görmek için buraya tıklayınız. (Listede yazan '21
Nisan 2006' tarihi, listenin hazırlanma tarihi değil, büyük oğluna verildiği
tarihtir ve oğlu tarafından yazılmıştır.)
|
|